Semerkand Çocuk Dergisi Ziyareti

Uzun zaman sonra Semerkand çocuk dergisinin misafiri olmak nasip oldu. Çizimlerini yaptığımız Taha'nın çok sevildiğini gördük. Hatta Taha'nın babası diye isim takdılar zatımıza.

Derginin Genel Yayın Yönetmeni ile bir süre sohbet ettik, Taha'nın dergide yayınlanan bölümlerinin 8'er sayfalık kitaplar halinde raflarda yer bulabilme ihtimalini konuştuk. Ayrıca derginin tasarımlarını yapan abinin yanında epey zaman geçirdik çayını kahvesini içtik.

Güzel bir gün oldu bizim için, Semerkand kocaman bir gönül aslında ancak biz bu kadarını anlattık.

Tabi bir kaç fotoğraf çekmeyi unutmadık. Mayıs ayı sayısının taha bölümünü tasarlarken yetiştim Mehmet Avcı abiye, kapakta eskiden olduğu gibi Sevgi İçigen'in kendine özgü suluboya resimi olmuş.

Yeni bir kitap, yeni bir çizim


Yenilik her zaman iyidir, farklılıklar insanları zenginleştirir.

Bizde bu yeni kitap resimleme işinde farklı bir tarz deneyelim istedik. Sanırım bu bir karışım oldu, şimdiye kadar imgelerle kraft kağıtlara tek renk çizmler yapıyorduk. Bu çalışmamızda imgelerin arka planına geleneksel motifler ve pastel renkler eklemekteyiz.

Şimdi resimlerle yazıların kitapla buluşması kaldı. Yazılar hazır, Kitabın ismide belli, resimler devam ediyor. Bu iş tamamlandığında tekrar buluşacağız. Şimdilik kitap ve yayıncı ismi mahfuzdur.

ANNEN SENİN İÇİN - BÜLENT ATA - BeyazBulut



ANNEN SENİN İÇİN

Bir mavidir sevdiklerin bir beyaz

Bulut olup gitmişler uzaklara

Mutfakta ayıklanan bezelye taneleri

Dökülmüş halıda oyuncakların

Beyaz bir sayfadır hayat

Başlayıverdiğin bir şarkıdır

O şarkıyı söylemenin iştahlı nefesidir

Yırtıldı sessizlik bir uzunca bekleyen kağıt gibi

Mayhoş kokulu elmalar toplardı 

Annen senin için

Öpüp koklardı ellerini ayaklarını

Gözlerindeki sevinç hiç sönmesin

Sesin havuzdaki suyun şıkırtısı 

Cıvıldayışı daldaki kuşun

Kokun bir şifadır çocuk annene 

Sen bilmezsin, yatağın, terin, seslenişin

Kayi


Karınca ailesi yeni bir güne başlamıştı. Günün ağarmasıyla beraber hepsi yuvalarından çıkıp yiyecek toplama işine girişeceklerdi. Tabii kendilerini olası tehlikelerden korumak da önemli bir işti onlar için. Mesela hiç kimsenin ayağı altında ezilmemeleri gerekiyordu ya da rüzgârda savrulmamaları... Sapasağlam eve dönmeleri için anne karınca hepsini uzun uzun tembihlerdi ve dualar okuyarak uğurlardı onları. Aile fertleri de anne karıncanın söylediklerini kulaklarına küpe yapar, biribirlerini Allah’a emanet ederek, dikkatlice lezzetli yiyeceklerin peşine düşerlerdi. Yalnız içlerinden biri hariç. En küçükleri Karınca Kayi diğerlerine göre daha heyecanlı, daha hareketliydi. Tabii epey de maceraperest... Kayi’nin bu halleri sık sık başına iş açardı. Yine de her türlü maceraya atılmaktan kendini alıkoyamazdı.
O sabah anne karıncanın söyledikleri Kayi’nin bir kulağından girip diğerinden çıkmıştı. Yollarda avare avare dolaşırken çoktan hayaller kurmaya başlamıştı. Bu defa da uçan kuşlara özeniyor, acaba gökyüzünden aşağılara bakmak nasıl bir duygudur diye düşünüyordu. Kayi yeşil yapraklı elma ağacının önünde durdu aniden. Aklına kendince dâhiyane bir fikir gelmişti.
Ağacın tepesine çıkıp aşağıyı bu şekilde görecekti. Hemen tırmanmaya başlamıştı. Kayi’nin hareketliliği kısa zamanda yukarılara kadar ulaştırdı onu. Derken yaprakların arasında iri, kırmızı bir cisim gördü. Bu bir elma olamazdı. Hayatı boyunca bu kadar büyük elma ne görmüş ne de işitmişti. Şaşkınlıkla yanına yaklaştı. Cismin ucundan sarkan ipi çekiştirmeye başladı.

Kayi’nin bunun kırmızı bir balon olduğunu anlamasıyla gökyüzüne doğru havalanması bir oldu. Meğer bir uçan balonu sıkıştığı yerden kurtarmış ve kuş gibi uçmaya başlamıştı. Hayalinin gerçekleşmesi Kayi’yi son derece mutlu etmişti. Artık küçük bir karınca olduğu halde tüm şehri gökyüzünden izleyebiliyordu. Bu mükemmel bir duyguydu. Aşağıdan baktığında birer dev gibi görünen insanlar sanki karıncaya dönüşüvermişti. “Ben artık kuş Kayi’yim” diye avazı çıktığı kadar bağırıp, kahkahalar atıyordu. Fakat mutluluğu bir süre sonra azalmış, yerini ise yeryüzüne tekrar nasıl ineceğim korkusuna bırakmıştı. Gördüğü manzara muhteşemdi. Ama bulutların içine doğru yükseldikçe Kayi telaşa kapılmıştı. Tuhaf bir durum olduğunu fark eden bir kuş Kayi’ye yaklaştı. Kayi kuşu fark edince gözleri parladı hemen yardım istedi. Kuş da bu isteği geri çevirmedi ve Kayi’yi sırtında, yumuşak tüylerinin arasında aşağıya indirdi. Neyse ki hiç zarar görmeden yeryüzüne ayak basabilmişti. Kuşa teşekkür etmiş ve yuvasının yolunu tutmuştu. Tabii hissettiği duygular yanına kar kalmıştı.

Resimcikler için internet sayfası açıldı

Şimdiye kadar çizdiğim ve bundan sonra çizeceğim resimcikleri resimseverlere ve çocuklara buradan paylacağım. Bu sayfayı kullanmak çok basit beğenme, paylaşma ve buna benzer detaylar yok neredeyse yazı bile kullanmıyorum. Resimcikler sayfası her yenilendiğinde -açıldığında- resimciklerin yerleri değişiyor budurum resimsevere yeni sergi olanağı sunuyor. Bu sayfanın oluşumunda Kevser Ünalan ve Türker Yıldırımın çok emeği geçti. Kendilerine teşekkürlerimi bir kez daha yineliyorum.

Buyrun: www.resimcikler.com


2014 Takvimi

Sultanbeyli Belediyesinin çocuk dergisi eki için hazırladığım 2014 takvimi.